Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Türkiye ekonomisinin büyüme kalitesinin arttığını ve bankacılık sektörünün gelecekte daha güçlü olacağını belirtti. Dış talebin güçlenmesiyle birlikte varlık kalitesinin de iyileşeceğini vurguladı. Arslan, Merkez Bankası’nın sıkı para politikası ve makro ihtiyati tedbirlerin, enflasyonun kademeli olarak tarihsel ortalamalara yaklaşmasını sağladığını ifade etti.
Küresel ekonominin yön arayışında olduğu bir dönemde, Arslan, ‘Orta Vadeli Program’ın (OVP) Türkiye için güvenilir bir rehber olduğunu vurguladı. OVP çerçevesinde “para, maliye ve gelir” politikalarının uyumlu bir şekilde uygulanacağını belirtti. Bu durum, ekonomik istikrarın sağlanmasına katkı sunacaktır.
Arslan, ekonomi politikalarındaki eşgüdümün, tüketimdeki ivme kaybına karşılık dış talepten ve yatırımlardan daha fazla katkı sağladığını ifade etti. “Bu büyüme kompozisyonu arzu edilen bir bileşim ve büyümenin kalitesinin arttığını açıkça gösteriyor” dedi.
Bankacılık sektörünün, varlıklarını yeniden fiyatlama sürecini genel olarak tamamladığını belirten Arslan, “Bu sebeple, sektör için en zorunun geride kaldığını” ifade etti. Gelecek çeyreklerde faiz indirimlerinin de katkısıyla gelir büyüme momentumunun oluşabileceğini değerlendirdi.
Arslan, bankaların faiz indirim süreci arifesinde, mevduatların ortalama vadesini düşürmek ve sabit faizli kredilerin toplam krediler içerisindeki payını artırmak gibi bilanço stratejileriyle uyumlu olarak 2025’te bankacılık bilançolarının çok daha güçleneceğini öngördü.
Arslan, ekonomideki dengelenmenin büyük oranda sağlanmasıyla birlikte iç talebin kademeli şekilde toparlanmaya başladığını belirtti. Küresel merkez bankalarının faiz indirimlerinin desteğiyle dış talebin güçlenmesi, firmaların bilançolarını iyileştirerek 2025’te sektörün varlık kalitesine olumlu yansıyabileceğini söyledi.
Arslan, “Bankacılık sektörü, uluslararası finans sektörünün güçlü mimari yönlerine sahip. Yenilikçi, dayanıklı ve güvenli yapısıyla da ekonomimizin güçlü bir destekçisi olmaya devam edecek” şeklinde konuştu. Sektörün sermaye yeterlilik oranı yüzde 18 seviyesinde bulunuyor ve öz kaynakların GSYH içindeki yüzde 7’lik payı ile finansal istikrarın sürdürülmesine önemli katkı sağlıyor.
Banka olarak yılın 9 ayında aktif büyüklüğün 2,9 trilyon lira, net kârın ise yüzde 39,3 artışla 11,2 milyar liraya yükseldiğini anımsatan Arslan, rasyoların güçlü seviyesine dikkati çekti. Bu durum, finansal anlamda başarılı bir performans sergilendiğini gösteriyor.
Ticari kredileri içindeki KOBİ kredileri payının yüzde 54,8 gibi oldukça önemli bir paya sahip olduğunu belirten Arslan, kredili esnaf sayısının 803 bine, esnaf kredi hacminin ise 247 milyar liraya ulaştığını vurguladı. Bugüne kadar 185 bin girişimciye toplamda 28 milyar liralık finansman desteği sağladıklarını ifade etti.