Son dakika haberi: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında tutuklanan Ekrem İmamoğlu'nun, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde yaptığı usulsuzlüklere bir yenisi eklendi. Beylikdüzü Cumhuriyet Mahallesi'nde D-100 karayoluna cephede bulunan 125 ada 2 parsel ve 124 ada 3 parseldeki 44 bin metrekarelik boş alana 2007 yılında emsal 3 yükseklik serbest konut alanı olarak imar düzenlemesi yapıldı.
Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde alana yapı ruhsatı düzenlendi. Ancak mimari projede emsal 3.9 yükseklik serbest uygulaması yapıldı. Bu sayede 68 bin metrekarelik ek inşaat alanı kazanılarak fazladan 680 daire yapıldı. İmamoğlu başkanlığında yapılan bu usulsüzlükle 'Kameroğlu Metrohome Suits'te 4 milyar 760 milyon TL'lik rant sağlandı.
AK Parti Beylikdüzü Belediye Meclis Üyesi Muhammed Ömer Tüncel, proje kapsamında ciddi usulsuzlükler yaşandığını ifade etti. 21 Ocak 2007 tarihinde İBB tarafından onaylanan imar planında söz konusu parsellerin, emsal 3, yükseklik serbest konut alanı olarak belirlendiğini belirtti. Tüncel, '18 Ağustos 2016 tarihinde verilen yapı ruhsatlarında mimari projelerde emsal 3 yerine 3.9 olarak uygulandı' dedi.
İlgili planın plan notlarının 23.5 maddesinin başında kentsel dönüşümü sağlamak için yalnızca artış yapılabileceği, yani boş parselde artış yapılamayacağı açıkça yazılmıştır. Oysaki bu parsellerde taban oturumu katsayısı olmayıp emsal vardır. Yani bu parsellerde imar planına göre artış uygulanması mümkün olmamasına rağmen İmamoğlu'nun belediye başkanı olduğu dönemde böyle bir uygulama yapılmıştır.
Tüncel, bu durumun yasalara aykırı olduğunu vurgulayarak, 'Boş alanda artış olmaz' ifadesini kullandı. İmamoğlu'nun bu usulsüzlükleri, İstanbul'daki imar düzenlemeleri ve uygulamaları açısından önemli bir tartışma konusu haline geldi. Soruşturmaların sonuçları merakla bekleniyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturmalar, İmamoğlu'nun Beylikdüzü'ndeki imar usulsüzlüklerini gündeme getirdi. Bu süreçte yaşanan gelişmeler, İstanbul'daki yerel yönetimlerin şeffaflığı ve hesap verebilirliği açısından önemli bir test niteliği taşıyor. İmamoğlu'nun durumu, siyasi arenada da geniş yankı buldu.
İlgili soruşturmaların sonuçları, sadece İmamoğlu için değil, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin geleceği açısından da kritik öneme sahip. Kamuoyunun bu konudaki hassasiyeti, yerel yönetimlerin uygulamalarını daha dikkatli bir şekilde takip etmesine neden olabilir. İmamoğlu'nun Beylikdüzü'ndeki usulsüzlükleri, İstanbul'daki imar politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor.