Olası Marmara depremine karşı İstanbul’daki 1.5 milyon konut ve iş yeri ileri derecede risk altındayken, bunların 600 bini ise her an kendiliğinden çökebilecek vaziyette. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, kentsel dönüşüm uygulamalarına hız vermek adına dönüşüme bu yıl için 18 milyar TL kaynak ayırdı. Türkiye’de nüfusun yüzde 71’i deprem riski taşıyan bölgelerde yaşamaktadır. Bu durum, kentsel dönüşümün kaçınılmaz olduğunu göstermektedir.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un açıklamalarına göre, Türkiye’de 31 milyon konuttan 2 milyonunun acil dönüşüme girmesi gerekmektedir. Milyonlarca İstanbullu, Konya’daki gibi her an yıkılacak 600 bin evde oturmaktadır. Bu durum, kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılmasını zorunlu kılmaktadır.
Bakanlığın 2025 yılı performans programında, yeterli, güvenli ve kapsayıcı konuta erişimin sağlanması esasıyla başta İstanbul olmak üzere yerel yönetimlerle iş birliği halinde kentsel dönüşüm projelerine hız verileceği belirtilmiştir. Dönüşümde hak sahiplerinin beklentileri ve dönüşüm alanlarının dinamikleri dikkate alınacaktır.
Performans programına göre, il bazında dönüşüm stratejileri hazırlanacak ve yeni finansal model ile yaklaşımlar geliştirilecektir. Sosyal boyutu da dikkate alan uygulamalar yaygınlaştırılacaktır. Dönüşüm uygulamalarına 2025 yılı için yaklaşık 18 milyar TL’lik bir bütçe ayrılmıştır.
2026 yılı için de 21 milyar TL bütçe öngörülmektedir. Hibe ve kredi desteği ile İstanbul’un 39 ilçesinde toplam 907 bin ev ve iş yerinin dönüşümü tamamlanmıştır. Kent genelinde 193 bin bağımsız bölümün dönüşümü ise sürmektedir.
Bu kapsamda özellikle “Yarısı Bizden” kampanyası ile her bir konut için 700 bin TL hibe, 700 bin TL kredi ve 100 bin TL’si de taşınma yardımı olmak üzere toplamda 1.5 milyon TL destek sağlanmaktadır. Bu destekler, dönüşüm sürecinin hızlanmasına katkı sağlamaktadır.
İstanbul'daki kentsel dönüşüm projeleri, deprem riski altında olan konutların güvenli hale getirilmesi için büyük önem taşımaktadır. Hibe ve kredi destekleri ile birlikte, dönüşüm sürecinin daha da hızlanması beklenmektedir.