Bizans mutfağı, Andrew Dalby'nin eserleriyle derinlemesine inceleniyor. Bu yazıda, Dalby'nin 'Bizans'ın Damak Tadı' kitabının önemi ve içeriği ele alınıyor. Yazar, Bizans mutfağını anlamak için tarihi kaynaklardan faydalanarak, bu eşsiz kültürü gün yüzüne çıkarıyor.
Güzel İstanbul'un Bizans mutfağı, her zaman ilgimi çeken bir konu oldu. Andrew Dalby, yemek kültürü ve tarihi üzerine yazdığı eserlerle tanınan önemli bir yazar. Dalby’nin kitapları, özellikle 'Tehlikeli Tatlar: Tarih Boyunca Baharat', 'Antik Çağ Yemekleri ve Yemek Kültürü' ve 'Bizans'ın Damak Tadı: Kokular, Şaraplar, Yemekler' gibi eserleri, Türkçeye çevrildi ve gastronomi meraklıları arasında büyük ilgi görüyor.
Dalby’nin 'Bizans'ın Damak Tadı' adlı kitabında, Bizans İmparatorluğu’nun yemek kültürüne dair çok sayıda ayrıntı bulunur. Kitabın en önemli bulgularından biri, Bizans mutfağının, vücut salgıları kuramına dayalı bir beslenme sistemine dayandığıdır. Bu teoriye göre, insan bedeni dört temel sıvıya ayrılmıştır: kan, balgam, sarı safra ve kara safra.
Dalby, Bizans’ın mutfağını oluşturan gıda ürünlerinin, bu sıvıların dengelenmesi amacıyla seçildiğini açıklar. Yazar, bu kuramları inceleyen eski metinlerden yola çıkarak, Bizans mutfağında kullanılan baharatlar, şaraplar, deniz ürünleri ve et çeşitleri gibi temel gıda ürünlerinin ne şekilde seçildiğini ve tüketildiğini detaylandırır kitabında.
Bizans İmparatorluğu’nda, yemek kültürü büyük ölçüde başkent Konstantinopolis'te şekillenmiş. Kitapta, şehrin mutfağına dair bilgiler, yemek kültürünü oluşturan temel besinler üzerinden anlatılır. Konstantinopolis’te toplanan gıda malzemeleri, şehirdeki zengin yemek kültürünü beslemiş her zaman.
Mevsimsel ürünler, baharatlar ve deniz ürünleri bu mutfakta sıkça yer bulan malzemeler. Bizans mutfağında, yazın erik, kiraz, kavun gibi meyveler, kışın ise pırasa, lahana, havuç gibi kök sebzeler öne çıkar. Baharatlar arasında, safran, damla sakızı, karanfil, tarçın, muskat gibi lezzetler Bizans mutfağının en belirgin tatlarından.
Bizans mutfağının bir diğer dikkat çeken yönü, Hristiyanlık etkisiyle şekillenen perhiz dönemleri. Bu dönemlerde, et tüketimi yasaklanmış ve halk, balık ve kabuklu deniz ürünleri ile beslenmiş. Bu durum, Bizans mutfağının Osmanlı İmparatorluğu’na ve günümüz Türk mutfağına olan etkilerini gösteren önemli bir detay aslında.
Özellikle, Bizans İmparatorluğu sonrası kabuklu deniz ürünlerinin tüketimi azalmış, şarap üretimi ise Osmanlı İmparatorluğu ve İstanbul mutfağında devam etmiştir. Bizans'ta, şarap genellikle su ile seyreltilerek içilir ve üzüm üretimi, şarap üretimi için oldukça önemli bir kaynak oluştururmuş.
Bizans mutfağında et, önemli bir besin kaynağı. Ancak, domuz eti ve av hayvanları dışında, sığır eti, koyun eti, keçi eti gibi etler daha sık tüketilirmiş. Sakatatlar da günümüze oranla daha sık yenilir; kelle, karaciğer, yürek gibi besinler sıkça sofrada yer alırmış.
Andrew Dalby, Bizans mutfağını sadece bir yemek kültürü olarak değil, aynı zamanda bir medeniyetin kültürel mirası olarak da ele alır. Bizans mutfağı, Roma mutfağının etkisiyle bir sentez mutfak ortaya çıkarmış ve baharatlar, taze meyve ve sebzeler, deniz ürünleri ile zenginleşmiş.
Bizans mutfağının detaylı bir şekilde incelendiği 'Bizans'ın Damak Tadı: Efsanevi Bir İmparatorluğun Mutfağı', eski metinler, tarifler ve terimler sözlüğüyle sonlanıyor. Bizans mutfağını daha derinlemesine keşfetmek isteyenler için Dalby’nin eseri, bilgilerle dolu, yol gösterici ve ilham verici bir kaynak olarak önemli bir referans.
Şimdiki İstanbul'u anlamanın daha doğrusu İstanbul'un sofralarını tanıyabilmenin yolu Bizans'ın mutfağından geçiyor. Gastronomi Tasarımcısı Mirabelle Onar Odatv.com